Gorki, “Artamonovlar”ı 57 yaşında kaleme almıştı. Bu sırada Rusya’da devrimin ve savaşların yol açtığı karışıklıklar sona ermiş, yeni dünya için umutlar yeşermişti. İşte Artamonovlar, bu yeni dünyaya dair umutların yeşermesinden önce, tipik bir Rus ailesi olarak, köleliğin kaldırılmasıyla kendi yağında kavrulmaya başlamış, kapitalist ilişkilerin baş göstermesiyle zenginleşmiş ve en sonunda devrimin sel gibi üzerlerinden geçmesiyle silinip gitmiştir. Gorki’nin üç kuşak boyunca anlattığı bu ailenin hikâyesi, aslında Rus toplumunun köleliğin kaldırılmasından başlayarak geçirdiği evrelerin bir panoramasıdır.
Artamonov sinirlenmişti; midesinin açlıktan müthiş ezildiğini hissediyordu.
“Ne istiyorsun benden? Vicdanım mısın benim yoksa yargıçlık mı edeceksin bana? Otuz yıldır sustun sustun da...”
“Sustum işte. Düşünüyordum boyuna.”
“Hınç biriktiriyordun ha? E, hadi... Ne duruyorsun, git polise haber ver!”
“Polis molis yok artık.”
“Git söyle: Bu adam bana yıllarca baktı, yedirdi içirdi, ekmeğimi verdi. Mahkûm edin onu... Hoş zaten ihbar etmişsin ya! Daha ne istiyorsun benden, söyle! Korkut, sıkıştır, para iste, hadi!..”
“Paran yok ki. Hiçbir şeyin yok senin. Eskiden de yoktu. Yargıçlarda vız gelir bana. Ben kendim yargıcım zaten.
Maksim Gorki
Maksim Gorki, 16 Mart 1868 tarihinde Rusya'da doğdu. Annesi, ailesi tarafından onaylanmayan bir evlilik yapmış ve Gorki, bu evlilikten dünyaya gelmişti. Sert bir mizaca sahip olan büyükbabası Vasiliy Kaşirin, eşi vefat edene kadar kızı ve torunuyla görüşmemişti. Büyükbabasına duyduğu korkunun aksine büyükannesine karşı derin bir sevgi duyan Gorki; büyükannesinden merhamet, şefkat ve bolca anlayış gördü. Yazar, ilerleyen yaşamında edebî eserlerine yansıyacak olan merhamet ve hoşgörü temelli bakış açısının ilk taşlarını büyükannesi sayesinde inşa etti. Gorki'nin eserlerinde tespit edilen halka dönük ve halka ait yapı da büyükannesinin kendisine öğrettiği halk şarkıları ve öykülerine bağlanabilmektedir. Küçük yaşlarında annesinden ve büyükbabasından sıklıkla dayak yiyen Gorki'nin sığınabileceği tek yer kitaplar ve büyükannesinin kollarıdır.
Büyükbabasının artık ona bakamayacağını söylemesi üzerine henüz on bir yaşındayken hayata atıldı. Çeşitli işlerde çalıştı ve buralarda ülkenin alt kesiminden birçok insanla tanıştı. Bu yıllarını, ilerleyen yaşamında Çocukluğum, İnsanlar Arasında ve Benim Üniversitelerim adlı eserlerinde kaleme aldı.
Tüm imkânsızlıklara rağmen gerektiğinde yanlarında çalıştığı işverenlerin kütüphanelerinden yararlandı lakin kitap okumayı hiç bırakmadı, farklı felsefi yönelimleri öğrendi ve etkiye açık bir hâle geldi. Hayat koşullarının zorluğuna rağmen daima dinç kalan bir öğrenme isteğine sahipti ve bu da onu yaşıtlarından ayıran en önemli özelliğiydi. Yaşıtları gibi içki bataklığına sürüklenmedi, hırsızlık yapmadı çünkü Gorki, büyükannesinin ve kitapların gölgesinde büyüyen bir çocuktu.
Halkın içine doğdu ve Rus toplumunu çok iyi gözlemleme şansı buldu. Onun sanatının temeli, yavaş yavaş atılıyordu. Halka olan yakınlığı onu edebî dil üzerine düşünmeye yönlendirdi. Ona göre edebî dil net, sade ve parlak olmalıydı.
Yarım kalan eğitimini tamamlama isteğiyle Kazan'a gitmeye ve orada alacağı ciddi bir eğitim sayesinde üniversiteye girmeye niyetlendi. Lakin ders çalışma sürecine yenik düştü ve öğretmenlik sınavlarına hazırlanmaya başladı. Bu dönemde maddi sıkıntılar yüzünden yiyecek ekmek bulmakta dahi zorluk çekti ve öğretmenlik emelinden de vazgeçti.
Büyükannesinin vefatı ve olumsuz yaşam koşulları nedeniyle ciddi bir bunalıma girdi. 1887 yılında, Kazan'da olduğu dönemde, henüz on dokuz yaşındayken intihar etmeye karar verdi. Daha sonra bu kararının nedenlerini Makar'ın Hayatından Bir Olay adlı öyküsünde kaleme aldı. Biriktirdiği parayla bir tabanca aldı ve tabancayı göğsüne dayayarak ateşledi. Hastaneye kaldırılması kurtarıldı lakin hastanede bulunduğu süreçte eyni bir inhitar girişimde daha bulundu. Doktorların dikkati sayesinde tekrar kurtarıldı.
Gorki'nin sanatının başkahramanı, Rusya ve Rus toplumudur. Kahramanları, onun gözlemlerinin birer aktarıcısıdır. Daha fazla öğrenme isteğiyle tüm ülkeyi dolaşmaya karar verdi. Yolculuğunun bi kısmı tren ve gemilerle geçerken büyük bir kısmını yayan olarak sürdürdü.
Yolculuğunun Tiflis'e uzandığı dönemde L.M. Kalyujnıy ile tanıştı ve onun yüreklenmesiyle ilk öyküsü olan Makar Çudra'yı yazdı. Tiflis gazatesinde yayımlanan öykü, Gorki'nin edebî faaliyetlerinin ilk adımı oldu. Asıl adının Aleksey Maksimoviç Peşkov olduğu bilinen yazar, Maksim Gorki adını da ilk kez bu öyküsünün altına not düştü. "Gorki", Rusçada "acı" anlamına gelmektedir.
İlk öyküsünün yayımlanmasının ardından çalışmalarına devam etti ve Yemelyan Pilyay adlı öyküsü de Rus Haberleri dergisinde yayımlandı. Gorki, bundan sonra kendisini yazmaya adadı.
Eserlerinde toplum içindeki serserileri, düşkünleri, işçileri ve köylüleri yazmayı tercih etti. Keskin kalemi ve muhalif kesimlerle görüşmesi sebebiyle kısa da olsa Tiflis'te gözaltı süreci geçirdi.
Çalkantılı yaşamı boyunca kalemini elinden hiç bırakmadı. Foma, Ana, Halk Düşmanı, Matvey Kojemyakin, Klim Samgin'in Hayatı, Artamonovlar, Küçük Burjuvalar ve daha birçok eser ortaya koydu.
Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi'ne resmî olarak üye olan ve Bolşeviklerle beraber hareket eden Gorki, 1934 yılının Aralık ayındaki Sergey Kirov suikastından sonra Moskova'daki evinde bir nevi hapis hayatı yaşadı. Oğlu Maksim Peşkov'un Mayıs 1934'teki ani ölümünü takiben Gorki de 1936 yılının Haziran ayında öldü. Zehirlendikleri iddia edilse de her ikisinin ölümü de şüphe altında kaldı lakin ispatlanamadı.
1938 yılına gelindiğinde ise Buharin, Moskova Duruşmaları'nda Gorki’nin, Yagoda'nın NKVD ajanları tarafından öldürüldüğünü itiraf etti.
Eserleri
Roman:
Foma (1899, 1983)
Ana (1906, 1979)
Halk Düşmanı (1907, Türkçeye "Yararsız Bir Adam" adıyla (1979)
Matvey Kojemyakin (1910, 1984)
Klim Samgin'in Hayatı (1936, 1975)
Artamonovlar (1977)
Küçük Burjuvalar (1901, 1967)
Arkadaş
Fırtınanın Habercisi
Çocukluğum
Üçler , (1900)
Soytarı
Ekmek İşçileri
İki Kafadar ve filer
Düşkünler
Ekmeğimi Kazanırken
Benim Üniversitelerim
İnsanlarımız
Danko'nun Yüreği
Muhbir
Öykü:
Yirmi Altı Erkek ve Bir Kız (1939)
İtalya Hikayeleri (1911, 1970)
Yol Arkadaşım
Bozkırda
Oyun
Ayaktakımı Arasında (1941, 1967)
Sonuncular
Yazlıkçılar (Yaz Misafirleri)
Vassa Jeloznova
Güneşin Çocukları
Barbarlar
Küçük Burjuvalar
Yegor Buliçov ve Digerleri
Anı/otobiyografi:
Benim Üniversitelerim (1941, 1986)
Çocukluğum (1947, 1976)
Ekmeğimi Kazanırken (1949, 1986)
Tolstoy'dan Anılar (1919, 1967)
Güncemden Yapraklar (1924, 1984)
Lenin (1924-1936) "Türkçeye Gorki Lenin'i Anlatıyor" adıyla (1980)
KAYNAK: Ersin Çetinkaya, Maksim Gorkiy ve Sabahattin Ali’de Toplumsal Gerçekçilik, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, Erzurum 2020.